04 Mayıs Cumartesi 2024
2 yıl önce

NaifAnaliz - Ali Naif Çakar | Bir Umuttur Youtube -2- Mehdi!

getirecektir. İlahiyatcıları, kanaat önderlerini, maneviyat entellektüellerini, islam’a gönül vermiş hak dostlarını göreve çağıralım. Sosyal Medya’dan Allah’tan haber geldiğini iddia edenlere karşı toplumu ve gençleri uyaralım. Peygamberlerle kendini bir gören bu aymazlığa, devlete kafa tutacak özgüvene, zekasıyla aklını kutsayarak başkalarını adamdan saymayana, yanlış bilginin ve spekülasyonun mafyatik şöhretle kitlelere aktarımına dur demek lazım. Muhaliflik, iktidarı hedef alan her şeyi kutsamak değildir. Mafyanın peygamberlik iddiasıyla da dünya ilk defa bu videolarla tanışmış oldu, bu zihniyet yanlışlıkla bir iktidar olsa var ya bu dine geçmeyenin vay haline!

2 yıl önce

NaifAnaliz - Ali Naif Çakar | Bir Umuttur YouTube – 3 – Devlet, Kirpi, Mafya, Tilki

Bu kadar mafya dizisinin ilgi gördüğü bir toplumsallık içerisinde toplumun en çok ilgi gösterdiği dizilerin terörle mücadeleye ilişkin kahramanlık dizileriyle, organize suçlar ve kriminal vakalarla mücadele eden polisiye dizililer olduğunu unutmamak lazım. 90’ların senaryo mirası mafyatik dizilerin Türkiye’de “akılcılık tanrısının” “sosyal medya peygamberliğinin” “Youtube dinine” uzanan yolda organize suç kültürüyle maskelendiği günlerden geçiyoruz.   Bu yeni dinin kutsal sembolleri ise Hristiyanlıktaki teslis (üçleme) inancına benzeyen tripod (üç ayak) ve günümüzü temsilen kamera. Bu yeni dinin gelişimini ve nerelere gideceğini hep beraber göreceğiz. Bu yeni dini girişimin arkasından gidenler ve onu kutsayan haricileri ve dâhilîleri de hep beraber görmekteyiz. Sıratı müstakim üzere yol alanlara İslam yeter. Bu yeni dinin muhipleri bizden uzak olsun. Teolojik tartışmaları bir kenara bıraktıktan sonra gelelim heybenin diğer kısmına. FETÖ tipi yöntemlerle, sinsi tuzaklarla, durumdan vaziyet çıkarmalar, samimiyeti istismar etmelerle, insanın nefsine oynayan katakullilerle planlanmış yakınlaşma ve iş tutmalarla siyaseti tanzim etmek isteyen bir organize suç hamlesine karşı devlet, devlet gibi bir duruş sergiliyor. Birçok ismin içine karıştırıldığı bu video işlerine soylu bir darbe vuruldu. Adı geçmediği halde devletin ve milletin itibarını yurt dışından sallamak isteyenlere karşı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu sürece müdahil oldu ve hedefi devletin itibarı olan bu mafya görünümlü küresel operasyona bir hançer darbesi indirdi. FETÖ ve PKK Türkiye’yi bir terör devleti yapmak istediler ancak başaramadılar. Bu beceriksizliklerini ve öğrenilmiş çaresizliklerinin üstünü örtmek için Türkiye’yi mafya devleti olarak göstermek istedikleri bir kurgunun içerisine sokmaya çalıştılar. Süleyman Soylu bu kurguya, bu oyuna bu plana vakit kaybetmeksizin dur dedi. Ya devlet başa, ya kuzgun leşe! Devlet yarına bırakır ama yanına bırakmaz. Devlet sessizliği de unutmaz iftirayı da. Şanlı tarihinde ve o tarihin birer özeti olan Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşında, 15 Temmuz’da korkutamadıkları milleti, yıkamadıkları, esir alamadıkları devleti mafyaya boyun eğdirmeye kalkıyorlar. Videolarda Abdulkadir Selvi özelinde gazetecileri, Demirören grubu özelide de tüm medyayı susturma stratejisini gütmekteler. Tam FETÖ aklı… Milli marşı “Korkma” diye başlayan bir milleti kirli ve çarpıtılmış bilgilerle, muhataplarının çevresinde dolanarak esir düşürmeye çalışan bu akılsızlık ve zekâsızlık devletin nizamından milletin sinesinden sert bir tokat daha yiyecektir. Kanı akmadan, canı çıkmadan yenilemeyecek bu milleti bir tripod ve kamerayla yenebileceğini, sindirebileceğini sanan akıl ve zekâ kıtlığı ancak sosyal medyada hüküm sürebilir. Eski Yunan’a dayanan Tilki ve Kirpi meselesi vardır. Kaplumbağa ve tavşan misali günümüze uzanan hayvanlar arası batılı hikayeler gibi. Tilki aynı anda çok işi yapabilir, kurnazdır, hırsızdır, ilkesi yoktur, çevresinin farkındadır, ahlaki bir kaygısı gütmez, dostu yoktur, dost olduğunu da hemen satar, amaca götüren her yolu mubah görür, hayvanlar aleminde de kargaya, aslana attığı kazıklarla nam salarak günümüze ulaşır. En önemli özelliği ise tüm kurnazlığına karşın korkaktır. Kirpi ise yaradılışında sırtındaki oklardan, dikenlerden başka bir sermayesi olmayan korunaklı, kimseye zararı olmayan, tabiata ve doğaya faydalı bir canlıdır. Tilki’nin kirpiyi avlama stratejilerinin tamamı her seferinde hüsranla son bulmaktadır. Koca hayvanlar aleminde Tilki’nin üstesinden gelemediği, kandıramadığı ve hüsranla karşılaştığı hayvan Kirpi’dir. Bugün kendini Youtube videolarındaki Tilki sembolizmiyle ifade eden mafya, terör ve küresel destek ağı devlet ve milletle sembolize ettiğimiz Kirpi’yi yenemez. Tilki’nin kıvraklığı, ahlaksızlığına karşı Kirpi’nin yapması gereken ilk şey yapabildiği o mükemmel savunma refleksidir, kıvrılıp top haline geldikten sonra dikenlerini/oklarını kaldırarak kendini savunur Kirpi. Tilki’nin tüm kurnazlığına ve ahlaksızlığına karşı galip gelen her seferinde Kirpi’dir. Unutmadan yazalım da; tek başına iş tutan tilkiyle, sürüyle iş tutan çakallar da kardeştir. Onların hikayesini daha sonraya bırakalım. Tilkiler, tilkileşenler, tilkiden medet umanlar bilsinler ki Kirpi yoluna, mücadelesine ve kararlığına devam ederken pazarlar Tilki postlarıyla doludur.  

2 yıl önce

NaifAnaliz - Ali Naif Çakar | Bir Umuttur Youtube - 4 - Siber Mafya, Siber Terör, Siber “15 Temmuz”

Terörle mücadeleye yoğun odaklanan güvenlik sektörü narkotik ve mafyatik oluşumlarla da eş zamanlı mücadeleyi aksatmadı. Tüm bu mücadele dinamikleri ve Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemiyle birlikte daha fazla hissedilir olan proaktif politika, savunma, diplomasi ve güvenlik konsepti dünyadaki dengelere de dokunmak durumunda kaldı. Türkiye’de operasyonel ve ideolojik anlamda tutunamayan, etkinlik şansı bulamayan tüm yapılar siber alanda yeni bir cephe oluşturmaya başladılar. Organize Suç Örgütü Elebaşı S. Peker’in yayınladığı videolar fiili olarak Türkiye’nin girişimleriyle yurt dışında yer bulamayan ve diplomatik ilişkilerin iyi düzeyde olmadığı bir ülkede hazırlanıp yayınlanıyor. Kendini siber alanda legal görünümlü olarak gösteren, gösterten, bot hesaplar ve trol hesaplarla bir Siber Mafya örneği karşımızda duruyor. Bu siber mafya meselesi Siber Terörle iç içe geçmiş durumda. Siber mafya ve terörizmi kişi ve kurum hesaplarına sızıp eylem yapan fidye koparan bir sanal basitlikte ele almayınız. Teknolojinin içine doğup büyüyen yeni nesil bu basitliği kavramış ve uygulayabilecek yetenekte. Siber Terör bugün ki haliyle küresel siyasetin ve aynı düzlemdeki güç unsurlarının önemli bir parçası haline gelmiştir.   Geçmişin turuncu, kadife devrimleri, gezi ayaklanmaları, 17/25 Aralık kumpasları gibi konular bugün siber terörizmin doğrudan konusu halindedir. ABD’nin görünmez orduları, imza azaltma(iz azaltma) projeleri, Rangers’ları(Bağımsızlık Savaşındaki 75. Korucu Alayı) gibi unsurları bugün siber savaş içerisinde konumlanmış durumda. Toplumları meydanlara döküp, iktidarları devirme gücünü ve dinamiğini 15 Temmuz darbe girişimiyle yitiren akıl bugün Siber alanda propaganda yürüterek müdahalenin ilk adımını sosyal medya üzerinden yürütüyor. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını kirli ve çarpıtılmış bilgilerle yönlendirip toplumsal algıyı yönetmek istiyorlar. Bugün Türkiye Cumhuriyeti devleti uluslararası alanda daha önce eşi ve benzeri görülmemiş olan büyük büyük bir siber terörizm saldırısı altındadır. Siber Terörizmde hedef; kitleler, kurumlar, hükümetler ve ülkelerdir. Başlıca aktörler düşünce kuruluşları, sosyal medya entelektüelleri, gazeteciler, istihbarat bağlantılı yapılardır. Siber Terörizmin araçları ise siber ortam, kitlesel iletişim araçları ve uygulamalar, bilgi savaş taktikleri, çevrimiçi savaş uygulamaları(Youtube vb..) ve sibernetik. Siber terörizmin başlıca hedef alanları ise din, etnik yapı, sosyal yapı, ideolojiler, ekonomi ve politik unsurlardan oluşmaktadır. Siber terörizmle klasik terör yöntemleriyle verilmek istenen tüm mesajları verebilirsiniz. Toplumu yılgınlık, şok, endişe, öfke, moral bozukluğu gibi çeşitli ruh hallerine sürükleyip kitlesel algı yönetimi yapabilirsiniz. Türkiye büyük bir siber terörizm atağıyla karşı karşıyadır. Kişileri ve kurumları hedef seçilmiş, bir mafyatik sözcü olarak seçilerek toplumun önüne sürülmüştür. Siber Mafya’nın Siber Terörizmle buluşması Türkiye için  “Siber 15 Temmuz’un” hedeflendiğini açıkça göstermektedir. 15 Temmuz’da canını hiçe sayan bir milletin, Siber 15 Temmuz girişimleri karşısında aynı duyarlılıkta ve hassasiyette olması için tüm siber imkânların kullanılması ve Siber Millet’in de Siber Teröristlere gerekli cevabı vereceğinden endişe duyulmaması gerekmektedir. Toplumumuza Siber Terörist ataklar ve bu Siber darbeciler daha fazla ve yüksek sesle anlatılmalı. Siber Millet ve Siber Vatan, Siber Mafya’dan da, Siber Terörizmden de büyüktür. Saldırı sinsi ve karanlık, mücadele çetin ve sonu aydınlık.

2 yıl önce

NaifAnaliz - Ali Naif Çakar | Genç Belediye Başkanları Rahatsız; Kandil Anıtkabir hattında tehlikeli bir siyaset!

Millet ittifakının bu ülkede 15 Temmuz’u yaşanmamış sayan siyasi yaklaşımı maalesef İstanbul’da CHP il ve Büyükşehir yönetimi ekseninde kendine geniş bir ifade alanı bulabiliyor. Reklam ajanslarının direktiflerini ilahi buyruk mahiyetinde ele alan yeni nesil yapay belediyecilik anlayışıyla kimin Cumhurbaşkanı olacağına dair tartışmalar kurgulanıyor ve sonu teröre varabilecek olan her kabahat üste çıkılacak bir siyasi fırsata dönüştürülmek isteniyor. Soru açık ve net; İBB terörle iltisaklı kişilere istihdam ve kariyer fırsatı sağladı mı? Bu soruya verilen bir cevap yok. Devleti ve devletin işleyişini bilmeyen CHP güvenliği ve maalesef güvenilirliği Adli Sicil Kaydına indirgeyecek kadar düşmüş vaziyette. CHP büyük bir açmazın içerisinde. Özellikle Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun CHP tarihinde eşi görülmemiş bir cesaretle Cumhurbaşkanlığı adaylığına talip olması İyi Parti destekli bir Genç Belediye Başkanları Rahatsız hareketine dönüştürülmek isteniyor. Yüzünden Rabbi Yessir okunan bir İYİ’likle kuşatılan Genç Belediye Başkanları Rahatsız hareketinin terör örgütlerine sempatik gözükme ve hatta demokrasi uğruna terörle iltisaklıları sırtlanması demokrasi tarihimize balçıktan harflerle yazılacaktır! Teröristle mücadele ve terörizmle mücadele arasındaki en önemli fark birinin silahlı diğerinin silahsız araçlarla yapılıyor olmasıdır. İstanbul Büyükşehir Belediyesinin insan kaynağı politikasının demokratik ve katılımcı atmosferinde kendisine güçlü temsil imkanı bulan terör örgütü iltisaklılarının yeterli imkan ve bilgiye sahip oldukları takdirde silahlı terörist donanımında olabileceğini ön görmek zor değil. Millet ittifakı demokrasi ve HDP arasında sıkışmış vaziyette. Ancak talimatı ajanslardan alan Belediye Başkanı gençliğinin de verdiği kontrolsüz enerjiyle görünen o ki Kandil ve Anıtkabir arasında bir hatta CHP’yi ve İyi Partiyi tehlikeli bir mecraya sürüklemekten geri durmuyor. Millet ittifakının bir oy uğruna Kandil ve Anıtkabir arasındaki bu geri dönülmez hattan uzak durması gerekiyor.  Bu yol geri dönüşü dahi çok maliyetli bir yoldur ve maalesef bedeli de ağır olacaktır. 27 Aralık günü CHP genel merkezinin de fiziksel olarak alet edildiği açıklama şovunda arka fonda geçmişinde ülkücü olarak bilinen Mansur Yavaş’ında göründüğü açıklamaları ve savunma atmosferini bir kalkışmaya dönüştürmeye çalışanlara karşı, CHP’nin bu büyük tuzağa düşmemesi gerekiyor. İmamoğlu CHP’den büyük olma iddiası taşıyor olabilir, Meral Akşener’de CHP’yi İmamoğlu’yla kontrol altında tutmak istiyor olabilir. Bunu Millet İttifakının iç meselesi diyerek geçiştiremeyiz çünkü işin içerisinde terörle mücadele var, şehitlerimizin kanı, gazilerimizin hatırası ve milletimizin ahı var. Genç Belediye Başkanı İmamoğlu batı aklının ürünü olan reklam ajanslarının emir ve talimatlarıyla oturup kalkıyor olabilir ama Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun en azından bir kamu geçmişi var, devlet terbiyesi ve görgüsünü hatırlayacağına dair bir umut hala mevcut. Hiçbir hareket ve hiçbir açıklama İmamoğlu’nun Belediyesinin terör iltisaklı isimleri çalıştırmasının sorumluluğunun bir başka kuruma ve kişiye atılmasına müsaade etmez. Yüzlerce terör iltisaklıyı işe alanın bir sorumluluğu da vardır elbet. Kandil ve Anıtkabir arasında yüksek riskli ve gerilimli bir Türkiye siyaseti inşa etmek isteyen ajanslar, Genç Belediye Başkanları ve bunlara destek olan kahvaltı ortağı Genel Başkanlar ve onların dostları unutmayınız; “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır!”.        

1 2 3 4 5